GS 7 - 0 FB
***
Lodos Fırtınası Aman o ne lodos fırtınası... İstanbul`un her yanı sismiş, denizi kabarmış dalga dalga, lodos kıyameti desek yerinde olacak...
Günlerden 17 Şubat 1911.
Yılbaşına bir gün kalmış, evlerde kestaneler çiziliyor, hazırlıklara giriliyor...
Vapurların kalkış saatleri birbirine girmiş, kalkıp kalkamayacakları bile meçhul. Ama kalkan bir vapura zor bela yetişen dört Galatasaraylı oyuncu, dalgalarla mücadele eden vapur`un içerisinde, Fenerbahçe ile oynayacakları maç`a doğru yol alıyorlardı.. Galatasaray olarak Fenerbahçe karşısında oynadıkları ilk üç maç`ta da galip gelmişlerdi, 2-0, 3-0, 5-0, eh, heyecanlı değillerdi pek, ama lodos onları perişan ediyordu. Kadıköy`e geldiklerinde diğer takim arkadaşları ile buluşacaklardı, ama iskelede sadece iki arkadaşlarını gördüler. Önce pek üstünde durmadılar, nede olsa Union Kulüp Stat`ında (Fenerbahçe Stadı) diğer arkadaşlarını bulabileceklerini ümit ediyorlardı. Altı Galatasaraylı oyuncu yollandılar Stat`a... Başkan Ali Sami Yen onları orada buldu, başka da kimse yoktu. Ali Sami Yen oynamak istiyordu ama sakattı, maç saati de yaklaşıyordu, yedi Galatasaraylı oyuncunun gözleri saat`in üzerindeydi, ne gelen vardı, ne giden! Aralarında konuşup, oyunun ertelenmesini istediler; İstanbul şehri bir lodos afetine yakalanmış, vapurlar iptal olmuş, oyuncular gelememiş, bu maç böyle oynanır mı, iptal en doğal hakkimiz diye düşündüler elbette. Ama rakip takim Fenerbahçe buna razı olurmuydu hiç? Bizim yedi kişi kalmış Galatasaray takımımıza, "Sahaya çıkmazsanız, hükmen yenik sayılırsınız!" diyip, tutturukluklarına devam edince, Galatasaray ruh`u bunu kaldırır mı, yenileceksek, aslanlar gibi çıkarız, saha`da yeniliriz diyip, yedi kişi çıkıp, oynamayı kabul ettiler. Bir önemli sorunları daha vardı, kaleci yoktu! Lodos fırtınası yüzünden, kalecimiz de gelemeyenler arasındaydı! Ali Sami Yen kaleci olmayı kabul edince, biri kalede olmak üzere, yedi Galatasaraylı Aslan, gururla saha`ya yayılıverdiler. Ali, Bekir Bircan, Horace Armitage, Celal, Idris, Emin Bülent ve kalede Ali Sami Yen. Hey gidi ASLANLAR hey, yelelerini diklettirip, pençelerini çıkarıp, gerinip, rakiplerine baktılar. Onbir tane Kanarya, lodos`un da etkisi ile biraz ürperdi ama, içlerinden de kıs kıs güldüler, arenaya sadece yedi aslan çıkabılmıs, saha vıcık vıcık, alırlardı elbet bu maçı! Aman Allah`ım oda neydi? Saha`da kükreyen aslanlar sanki yüzlerce oluvermişti... Ali Sami Yen`in durduğu kale, rakipleri tarafından ziyaret bile edilemedi, 90 dakika boyunca top bir adet kere eline bile gelmedi... Aslanlar hem atak yaptılar, hem de kalelerine kimseyi aklaştırmadılar. Ne lodos, ne vıcık vıcık bir saha, nede on bir kişilik rakip takim onlarla baş edemedi. Galatasaray, Fenerbahçe`yi 17 Şubat 1911 günü, yedi kişi ile, 7 - 0 yendi.
Aslan Galatasaray`ı lodos afeti bile durduramamış, büyük ruh`u ile, yedi kişi ile oynadığı maç`tan alnının akıyla çıkmıstı. Yani İnfaz gerçekleşmişti. Evlerinde yılbaşı gecesi için kestane çizen aileler ise, haberi alınca çok şaşırıp, Fenerbahçe kestaneden beter çizilmiş deyip, gülüşmüşlerdi diye büyüklerimden hep duyarım!!!! O gece lodos tüm gücü ile devam etmiş, bizim Aslanlar ise vapurlar iptal olduğundan, geceyi rakiplerimizin evlerinde geçirmek zorunda kalmışlardı . Bence, bizimkiler bir güzel uyumuştur da, karşı tarafı tam bilemiyorum! Nede olsa tatlı tatlı uyurlarken bir iki kükreme sesi çınlatmışlardır o evlerde Aslanlarımız, rakiplerimizin tetikteki uykularını bölen!
İşte Galatasaray ruh`u, inancı ve gerçeklerinden bir tanesi daha. Bir rivayete göre, ne zaman lodos fırtınası çıksa, rüzgar`ın içerisinden bir kükreme sesi yayılırmış Kadıköy semalarına, içleri ürperten, dolana dolana Fenerbahçe Stat`ına yayılan... Ali Sami Yen`in, Ali`nin, Bekir Bircan`ın, Horace Armitage`in, Celal`in, İdris`in, Emin Bülent`in sesleri, hani artik bizlere bulutların arkasındaki o güzel yerden bakanların kükremeleri bunlar...
*** |